29 Aralık 2013 Pazar

Yasak Bölge - Tanışma - Bölüm 6

'Usta! Eğer bir kişiyi bile korumaktan acizsem, evrenin hakimiyetini ve koruyuculuğunu nasıl talep edebilirim? Sence ben o kadar aciz miyim?'

Ka'ma'nın sorusu oldukça tehditkardı. Adeta burnundan soluyordu. Bu görüntüye tanık olan Ela, Ka'ma ile karşılaştığı andan itibaren ondan ilk kez korktu. Soru üzerine Usta Da'la tüm yetisini kullandı.

'Prensim! Size yalan söylemeyeceğimi bilirsiniz. Sizi uyarmak benim başlıca vazifem. Tüm bunları bir kenara bıraksak bile, elimde büyüdünüz. Henüz politik savaşlar için yeterli deneyiminiz yok. İleride anlayacaksınız ki, bazen çoğunluğun iyiliği için üzücü kayıplar gerekir.'

'Yeter! Daha fazla duymak istemiyorum. Bütün sorumluluk bana ait. Kız korumam altında olacak.' Ka'ma'nın son sözleri itiraza mahal vermiyordu.

Ka'ma, Ela'ya kaygılı gözlerle baktı. Ela'nın sorgu dolu bakışlarına nasıl cevap vermesi gerektiğini düşünerek onun yanına gitti. Tüm olanların cevabını verecek kişinin ne söyleyeceği Ela'yı korkutuyordu. Öğrenmek isteyip istemediğine kararsız gibiydi. Her ne olmuşsa iyi şeylerin olmadığı aşikardı.

'Nasıl hissediyorsun?' diyerek söze başlayan Ka'ma oldu.

'Canım çok yanıyor.'

'Avcılar sanırım o küçük geyiğin peşindeydi. Çok ağır yaralandın. Seni getirmeye mecbur kaldım.'

'Neden benim yüzümden tartışıyorsunuz? Sorun ne? Neden Dünya'ya dönemiyorum?'

'Bunları sonra konuşuruz. Birazdan her şey düzelecek. İyi olacaksın.'

Ela, Ka'ma'nın elini tuttu. Ka'ma, Ela'nın itiraz edeceğini anlamıştı ve bu itiraza izin vermedi.

'Yaran ölümcül. Kendini yorarak enerjini boşa tüketmemelisin.'

Ela, karşı koymadı. İstese de yapamazdı. Kendini çok yorgun hissediyordu. Ka'ma'nın elini yavaşça bıraktı ve durumuna teslim oldu. O sırada, modül ile uğraşan asistanlardan bir tanesi Ka'ma'ya yaklaşarak,

'Prensim, modül hazır. Emrinizle başlayabiliriz', dedi. Onayı alan asistan Ela'yı modüle taşıdı.

Ela, modüle girdiğinde ansızın bir korkuya kapıldı. Uzayın derinliklerinde, tanımadığı kişilerce olmak onu huzursuz etmişti. Daha önceleri hissettiği yalnızlığın, şu anki hissettiklerinin yanında bir hiç olduğunu anlamasıyla kalbinde güçlü bir sızı hissetti. Bu his, istemsiz şekilde öksürmesine neden oldu. Ciğerindeki yara patladı ve ağzından kan geldi. Ela'nın tüm verileri ciddi bir şeylerin sinyalini veriyordu. Asistanlar ellerini çabuk tutarak modülü çalıştırdıklarında Ela can çekişerek kendinden geçti.

Ela, modülde beklenenden fazla kalmıştı. Ka'ma asistana,

'Neler oluyor? Neden bu kadar uzun sürdü?' diye sordu.

'Prensim, insan anatomisi oldukça güçsüz ve zayıf. Fazla enerji uygulayamıyoruz.'

Konuşmaları dinleyen Usta Da'la, Ka'ma'ya yaklaşarak,

'Prensim, Komuton Toron kızı bulabilmek için  Dünyalılar hakkında detaylı bilgiler edinecektir. Kızın dış görünüşünde bazı değişiklikler yapmalıyız. Ayrıca ses sistemini de ona yerleştirmemiz gerekli', dedi.

Ka'ma, Ustasının tekrardan kendisine yardım etmesine memnun olmuştu. Onsuz işinin çok zor olacağını biliyordu.

'Haklısın', dedi ve asistana yönelip gerekli talimatları verdi.

Ela, gözlerini açtığında huzurlu ve uzun bir uykudan uyanmış gibi gerindi. Kendini dinlenmiş ve iyi hissediyordu. Birkaç esnemeden sonra yattığı yerden kalkarak oturdu. Üzerinden atamadığı garip bir uyuşukluk, zihnini toparlamasına izin vermeyerek sersemlemiş bir hal almasına neden oluyordu. Kalkmaya çalışınca başı döndü ve olduğu yere bıraktı kendini. Birden bir yorgunluk çöktü üzerine ve uzandı tekrardan. Etrafına göz  atınca hiçbir şey zihninde çağrışım yapmadı. Sanki beyni koskocaman bir boşluktan ibaretti. Gerildiğini hissedebiliyordu. Ellerini saçlarına götürerek çekiştirmeye başladı. Hatırlayamamak, korkunçtu. Zincirleme reaksiyona sebep olan bu durum çığlıklarla son buldu.

Çığlığı duyan asistanlar, Ela'nın odasına doluşarak onu sakinleştirmeye çalışırken arkadan tanıdık bir ses durmalarını emretti. Asistanlar emirle birlikte dışarı çıktılar. Ela yattığı yerden gelen kişiye baktı. Ses, kendisini bir nebze de olsa sakinleştirmişti. Fakat gözleri onu tanımasına yetti.

'Ka'ma!' dedi şaşırmış bir şekilde.

Ela'nın yanı başına yaklaşan Ka'ma Ela'nın elini tutarak,

'Sakin ol' Birazdan her şeyi hatırlayacaksın', dedi.

Birkaç dakikalık sessizlikte Ela, yeniden her şeyi hatırladı. Hissettiği o dayanılmaz yalnızlık hissini de. Fakat Ka'ma'ya bakmak bu hissi yok etti birden bire.

'Az önce olanlar çok korkutucuydu', dedi.

'Tedavinin yan etkisi. Anatominiz çok kırılgan olduğu için fazla güç uygulanmadı. Yine de vücudun tepki verdi.'

Ela anlamış bir şekilde başını öne eğdi. Bu kadar zayıf olduğunu öğrenmek çaresizliğini arttırdı.

'Konuşulanları duydum. Neden geri dönemiyorum?'

'Dünya'ya ve yeni keşfedilen gezegenlere giriş yapmak yasak da ondan. Bak! Evrende iki büyük galaksi grubu var ve bunlar yüzyıllardır savaş içindeydi. Yapılan son anlaşma gereğince yaşam barındıran, yeni keşfedilmiş hiçbir gezegene giriş yapılmayacaktı. Eğer hangi taraf bu ihlali bozarsa, diğer taraf gezegen üzerinde hak iddia edebilecekti. Yani, eğer benim Dünya'da olduğum ispatlansaydı, gezegenin istila edilecekti. Fakat, Dünya hala tehlike altında. Çünkü sen buradasın. Sen ispatın ta kendisisin. Şimdi anlıyor musun?'

Ela ne diyeceğini bilemedi. Kafası allak bullak olmuştu ve kendini esir gibi hissediyordu. O kadar zavallı bir durum içerisindeydi ki kızmaya bile yeltenemiyordu. Karşısındaki kişinin dost mu düşman mı olduğunu bilemeden baktı yüzüne. Kendine güven veren o masum gözler, şu an tehditkardı. Ka'ma, kendisinin neler hissettiğini anlamış gibi,

'Ben Dünya'nı bu anlaşma yapıldığından itibaren koruyorum. Bizlere kısaca Koruyucular deniyor, İstilacılardan koruduğumuz için. Seni geri göndermenin bir yolunu mutlaka bulacağım. O zamana kadar bana yardımcı olmalısın.'

Ela'nın yüzünde acı bir tebessüm oluştu. Beyninde, evden en son çıkarken çarptığı kapının sesi ve 'gidiyorum' sözcüğü yankılandı.


Hiç yorum yok: