8 Aralık 2013 Pazar

Yasak Bölge - Tanışma - Bölüm 5

'Gidiyorum!' diyerek hışımla kapıyı açtı Ela.

İçindeki yalnızlık ve kimsesizlik duygusu ayyuka çıkmıştı bir kez daha. Bastırmaya ve unutmaya çalıştıkça alttan alta kaynayan bu his, bir gün onu yeyip bitirecekti. Kapıyı arkasından kapatmadan önce bir kaç saniye boyunca bir cevap, bir ses, bir itiraz gelir mi diyerek bekledi. Fakat nafile, yine aynı sessizlik cevap verdi kendisine. Kapıyı aynı hışımla sert bir şekilde kapattı. Kapıdan çıkan ses beyninde uğuldadı. Uğultu, nefesini kesti. Nefes almak için cebelleşirken ter içinde uyandı.

Ela gözlerini açtığında etrafı net göremedi. Kalkmak için yaptığı hamle, sırtında nefesini yeniden kesen bir acıya neden oldu. Acıyla irkilen Ela neler olduğunu anlayamayıp, panik içinde düşünmeye başladı. Neredeydi?! Burada ne işi vardı? Kafasını, canı bir kez daha yanacak korkusuyla yavaşça sağa çevirince bir grup silüet gördü. Beynindeki uğultunun sebebi onlardan gelen gürültüydü. Henüz ne konuştuklarını net bir şekilde algılayamadığı için, gelen sesler beyninde yankılanıyordu. Kafasını diğer tarafa çevirdiğinde devasa bir karanlık, kendisini içine çekmek ister gibi tehditkardı. Ela gözlerini kısarak onun ne olduğu hakkında bir fikir yürütmeye çalıştıysa da bunda başarılı olamadı. Başı çok ağrıyordu ve gözlerindeki pus sinirlerini bozuyordu. Gerginliğine bir son vermek için hafızasını yokladı. Bilmediği bu yere nasıl gelmiş olabileceğini düşündü.Gözlerini kapatınca kamp yerini hatırladı. Ardından irkilerek uyanmasına neden olan ses ve devamındakiler, film şeridi şeklinde zihninde can buldu.

'Ka'ma!' dedi fısıltıyla. En son görüntü, Ka'ma'nın mavi gözleriydi.

Ela, telaşla kafasını devasa karanlığa çevirdi. Gözlerindeki pusun azalmaya başlamasıyla yıldızları daha net görebiliyordu şimdi.

'Hayır!' dedi Ela inanamaz bir şekilde. Başını yutkunarak diğer tarafa çevirirken, tanıdık birini göreceğinden emindi ve Ka'ma'yı diğerlerinin arasından kolaylıkla ayırabildi. Gözlerindeki sis perdesi geçmesine rağmen başı hala ağrıyordu Ela'nın. Yaptığı en ufak bir hareket, nefesinin kesilmesine neden olduğu için, Ka'ma'ya seslenmeye yeltense de vazgeçmek zorunda kaldı.

Ela dikkatlice baktığı zaman Ka'ma'yı oldukça huzursuz gördü. Yüzündeki ciddiyet kötü bir şeylerin habercisiydi sanki. Etrafında bulunan beş kişinin tavırları, Ona ne kadar saygı duyduklarını gösteriyordu. Fakat içlerinden en yaşlısı olduğu anlaşılan kişi, saygının yanı sıra belli ki onun üzerinde hükme de sahipti. Ela kendini konuşulanlara odaklayınca anlayabildiğini fark etti. Bu durum onun için şaşırtıcı sayılmazdı. Ne de olsa Ka'ma ile rahatça konuşmuşlardı. Ela, yaşlı olan kişinin surat ifadesinden anlaşılmasa da ses tonundan Ka'ma'ya sinirli olduğunu sezinledi. Yaşlı kişi,

'Prensim, Başkomutan Toron'un adamları çoktan devriyeleri sıklaştırmışlardır. Şu an Dünya'ya ikinci bir giriş yapmamız söz konusu olamaz. Size yalvarıyorum, bu sefer sağ duyulu davranın. Komutan Toron, size bu tuzağı hazırlarken, nasıl bir tepki göstereceğinizi çok iyi biliyordu. Sizi en zayıf tarafınızdan yakalayarak neredeyse başarıya ulaşacaktı. Eğer Dünyalı kız şans eseri size yardımcı olmasaydı belki de şu anda siz hayatta olmayacak, üstelik Dünya da Komutan Toron'un olacaktı. Bizler de anlaşmayı alenen bozduğumuz için onursuzlukla suçlanacaktık. Bunu düşündünüz mü hiç? Ekselanslarını düşündünüz mü? Hem evlat acısı çekecek hem onuru zedelenecek, yetmezmiş gibi galaksimiz veliahtsız kaldığı için büyük bir politik kaosla yüzleşecekti. Bütün bunlar hiç aklınıza geldi mi?' dedi olanca sakinliğiyle.

Prens Ka'ma sinirlerine hakim olabilmek için çabalıyordu. Ellerini alnında gezdirip derinden bir nefes aldı. Ka'ma'nın sesinin çıkmaması görülmüş şey değildi. Kendisine akıl verebilecek yegane kişi olan Usta Da'la'ya dahi kafa tutan Ka'ma'dan, şimdi tek bir itiraz bile gelmiyordu. Prens, çaresizliğini gizlemek için gruba sırtını dönmüştü. Onların yüzlerine bakmak istemiyordu. Hiç birinin, kendisine en ufak bir imada bulunmayacağını bilmesine rağmen, onlara karşı da kendini suçlu hissediyordu. Ne de olsa hepsi de Dünyayı koruma görevine başladığı andan itibaren yanındaydı. Kendisine olan sadakatlerini defalarca ispat etmişlerdi. Yaptığı hatayla adamlarını da zor duruma sokmuştu.

Prens'in bir süre dediklerini düşünmesine izin veren Usta Da'la konuşmaya devam etti.

'Prensim, bu sefer ki kayboluşunuzun uzunluğu nedeniyle Ekselansları çok meraklandı. Yaklaşık dört saattir yoksunuz. Bulunduğunuzu kendilerine haber verdik. Fakat yine de bir an önce kendileriyle görüşmelisiniz.'

Prens Ka'ma son sözler üzerine boğazına bir ip dolanmış ve boynunu olabildiğince sıkıyormuş gibi hissetti. Yüzünü gruba dönüp,

'Babama olanlardan bahsedemem. Kızı öğrendiği an onu Galaksiler Arası Büyük Konseye teslim edecektir. Buna izin veremem', dedi kendinden emin bir ifadeyle. Bu fikrinden vazgeçmeyeceği anlaşılıyordu.

Durumu anlayan Usta Da'la itiraz etmedi. Prens Ka'ma ile inatlaşmanın yapacağı en aptalca iş olacağını biliyordu.

O zamana kadar sessiz kalan, Prens'in çocukluktan itibaren yanında olan Yavari Dinosa,

'Prensim, emredin sırrınızı saklayalım. Başkomutan Toron, Dünya'ya giriş yolunu bulduysa biz de buluruz. Kızı gönderene kadar saklayabiliriz', dedi.

Aralarında, tek dişi olduğu anlaşılan Komutan Dilene,

'Prensim, Dinosa doğru söylüyor. Burada sadakati sorgulanacak kimse yok. Emredin yardım edelim' dedi.

Diğerleri de başlarıyla Dilene'ye katıldıklarını onaylayınca Usta Da'la,

'Bu sır deşifre olursa, herkesin ihanetten yargılanacağını hatırlatmama gerek yok sanırım. Fakat daha mühim olanı, eğer Başkomutan Toron kızı bulursa ki şimdiden harekete geçtiğinden eminim, zaferine katkıda bulunmakla kalmayıp, barışı baltalamış olacağız. Bunu göze alabiliyor musunuz?' diyerek mantığını konuşturdu.

Herkes Prens Ka'ma'ya bakarak ondan gelecek cevabı beklemeye başladı. Köşeye sıkışan Ka'ma o an Ela ile göz göze geldi. Tam cevabını verecekken Usta Da'la,

'Bütün bunları gerektirmeyen bir seçenek daha var', dedi.

Ka'ma kaşlarını çatarak Usta Da'la'ya baktı. İçindeki ses duyacağı şeyden memnun olmayacağını söylüyordu. Usta Da'la gözlerini Prens Ka'ma'nın gözlerinden ayırmadan,

'Kızı ortadan kaldırmak' dedi buz gibi bir ses tonuyla.


Hiç yorum yok: