3 Temmuz 2011 Pazar

Can Sıkıntısı

Dünya döner sen dururken. Bedenin sana inat yaşar, sen ona inat beklerken.İzin verirken ağlarını örmesine örümceğin her bir zerrene, düşünmezsin kıpırdamayı bile. Kapanmış gözlerin, kulakların duymaz. Kalbin yerinde mi hala, haberdar mısın? Suyun içine düşmüş ölü bir ceset gibi, sessizce çekilirken yavaş yavaş, görüntün öylesine güzel, huzurlu,bu nasıl bir tezat! Yağmur yeşertirken değdiğini, senin için neden böylesine çöl? İnadın neye, sebatın kime? Solmaya yüz tutmuş bir gülü nasıl diriltirsin söyle! Söyle! tırtıl ne zaman uçacak özgürce. Duran yürek çarpıntısını beklemek ne zormuş. Ne zormuş gölgelerden kurtulmak, yalnızlığa kavuşmak, dalgalarla buluşmak, kayalıklara çarpmak, boşluklara haykırmak, rüzgarlara savrulmak. Zormuş, gerçekten de çok zormuş. Dakikalar ilerler tik tak, tik tak, tik tak. Koca volkan homurdanır, ha patladı ha patlayacak. Kim anlar, kim sezer, kim bilgili bunu fark edip kaçacak. Lavlar alev alev kaynarken içten içe, toprak çatlar tüm haşmetiyle. Vakit geldi mi, beklemek bitti mi? Son ya can alır senden ya da yeni bir hayat elinde.