17 Kasım 2013 Pazar

Yasak Bölge - Tanışma - Bölüm 4

'Komutan Parlov geldi Majesteleri ' dedi Yaver Prens Aber'e.

'Hemen içeri gönderin. Herkes çıksın'.

Komutan Parlov içeri girince sağ dizinin üstünde çömelip, saygıyla başını önüne eğdi.

'Kalk Parlov. Anlat, neler oldu?'

'Prens'im, Büyük Kumandan Toron'un en iyi adamlarından Komutan Komone, Koruna Galaksiler Grubu veliahdını, görevi sırasında Dünya'ya düşürmeyi başardı'.

Haberi duyan Prens Aber'in yüzünde memnuniyetsizliğini belli eden bir ifade oluştu. Bunu fark eden Komutan Parlov,

'Fakat, Prens Ka'ma'yı yakalayamadılar', dedi onu memnun etmek istercesine.

Bu istek yerine geldi ve Prens Aber'i oldukça sevindirdi. Yıllardır diş bilediği Toron'a bu sefer haddini bildirecek olmanın verdiği zevkle,

'Nihayet! Eğer bu fırsatı gerektiği gibi değerlendirebilirsem...' Aklına bir şey gelmiş gibi sözünü tamamlayamadı. Komutan Parlov'a dönüp,

'Komutan Komone nerede? Onu Toron'dan önce bulmalıyız. Acele et Parlov. Bul Onu bana!'

Komutan Parlov son emir üzerine hemen gitmeye koyulurken,

'Ayrıca Ekselanslarıyla görüşme talebimi en kısa zamanda bildir', dedi.

Komutan Parlov, son sözlerini söylerken Prens Aber'in gözlerinde bir ışıltı gördüğünden emindi.

.........

Alaka Galaksiler Grubu Başkomutanı Toron, odasında bulunan devasa camdan uzayın uçsuz bucaksız sonsuzluğunu izlediği sırada kapı çaldı. Yaver,

'Efendim, Komutan Dufo geldi' diyerek Büyük Kumandanın bekleme gerginliğine son verdi.

'İçeri alın'.

Başkomutan Toron'un sağ kolu olan Komutan Dufo, Toron'a saygılarını sunduktan sonra üzgün bir şekilde,

'Efendim, Komutan Komone başarısız oldu', dedi.

Kötü haberlere her zaman hazırlıklı olan Büyük Kumandan, sakinliğini koruyarak cevap vermedi. Bakışlarını hiç ayırmadığı uzaya bakmaya devam etti. Dufo'nun diyeceklerini bitirmediğini anlamıştı. Dufo ise yüzünü göremediği Toron'un ne hissettiğini anlayamıyordu.

'Efendim, bir şey daha var' dedi korkarak. 'Prens Aber durumdan haberdar olmuş. Ekselansları ile görüşme talebini az önce iletti.'

Büyük Kumandan, sıkıntılı bir şekilde gözlerini kapatarak durum değerlendirmesi yaptı. 

Prens Aber, her zaman ki gibi boş durmamıştı. Ekselansları'nın kendisine olan güveni, Prens Aber'i sürekli sinirlendirmiş ve kininin artmasına neden olmuştu. Prens Aber' de en az Toron kadar askeri zekaya sahipti. Fakat, güce olan doyumsuzluğu yüzünden rakibe tahammülü yoktu. Bu yüzden, çocukluğundan beri rakip gördüğü Toron'dan kurtulmak için her fırsatı değerlendirmiş, buna rağmen sürekli başarısız olmuştu. 

Birkaç dakikalık gergin bir sessizlikten sonra,

'Komutan Komone nerede?, diye sordu.

'Duruma hazırlıklı. Mektubu Ekselanslarına iletmek için emirlerinizi bekliyor.'

Büyük Kumandan, 

'Ekselanslarına görüşme talebimi bildirin', dedikten birkaç saniye sonra Komutan Dufo'ya yüzünü dönüp,

'Komutan Komone gerekeni yapsın', emrini verdi.

Komutan Dufo, yüzünü o an görebildiği Büyük Komutan'ın nasıl bir hayal kırıklığına uğradığını anlamış oldu. Başkomutan'ın duygularına gem vurmadaki hakimiyetini bilmesine rağmen, yanında bulunduğu onca seneden sonra içinin nasıl yandığını anlayabiliyordu. Hayatını adadığı ve uğrunda ölecek kadar sevdiği adamın bu denli yıkılmasına çok içerledi. Elinden bir şey gelemiyor olması kendi yetersizliğini yüzüne vurarak sinirlenmesine sebep oldu. İçinde öfke nöbetini sessizce yaşadığı bu saniyelerde kapı çalınarak içeri Yaver girdi.

'Efendim, Komutan Komone'nin ulağından bir pusula geldi' dedi ve elindeki kağıdı Dufo'ya verdi.

Komutan Dufo, nota hızlı bir şekilde göz gezdirirken dudaklarına bir tebessüm yerleşti. Notu okumayı bitirince, Büyük Kumandan Toron'a dönüp,

'Efendim, sanırım şans yüzümüze güldü', dedi ve notu sesli bir şekilde okumaya başladı.

.........

Büyük Kumandan adıyla ün yapmış olan Başkomutan Toron, Alaka Galaksiler Grubunun en büyük lideri Ekselansları Ader'in huzuruna kabul edildiğinde, Büyük Prens Aber'de oradaydı. Başkomutan Toron, her ikisine de saygılarını iletip, konuşma sırasını beklemek için Prens Aber'in yanına geçti. Bir anlığına göz göze geldikleri Prens Aber'in bakışlarından adeta zafer çığlıkları yükseliyordu. Toron'un sakinliği bu sefer Prens Aber'in sinirlerini bozmasını sağlayamamıştı. Aber, mutluydu.

'Başkomutan Toron, Prens Aber, biraz önce çok ilgi çekici şeylerden söz etti. Sanırım senin de bilgin olan şeylerden. Nasıl bir açıklamada bulunacaksın? Büyük anlaşmayı bozmak da ne demek?!' dedi buz gibi bir sesle Ekselansları.

'Hatamı kabul ediyorum Ekselansları. Cezamı çekmeye hazırım.' dedikten sonra tek dizinin üstünde diz çöktü Büyük Kumandan Toron.

Böyle bir itirafı hiç beklemeyen Prens Aber'in gözleri fal taşı gibi açıldı. Toron, onu yine şaşırtmayı başarmıştı. Yine de bu kadar büyük bir suçu kabul etmek delilikten başka bir şey değildi. İlk şaşkınlığı geçer geçmez Toron'un neyin peşinde olabileceğini hızlı bir şekilde düşünmeye başladı. Nerede hata yapmış olabilirdi? Neyi gözden kaçırmıştı? Toron'un en yakın adamı Komutan Komone, Koruna Galaksiler Grubu ile yüzyıllardır süren savaşı sonlandıran anlaşmanın en büyük şartını ihlal etmiş ve anlaşmadan sonra keşfedilmiş bir yere iniş yapmıştı. Bunun sonucunda da Koruna Galaksiler Grubu, Dünya üzerinde hak iddia edebilecekti. Bundan daha büyük nasıl bir suç olabilirdi? 

Prens Aber, Toron'un bunu yaparken ki planını anlayabilmişti. İtinayla hazırlanmış bir tuzakla Koruna'nın tek veliahdı tuzağa düşürülmüştü. Bu tam da Toron'a göre dahiyane bir plandı. Eğer, Prens Ka'ma yakalanmış olsaydı Toron, büyük bir zafer kazanacak ve Dünya'yı Ekselansları Ader'e altın tepside sunacaktı. Fakat, en iyi komutanı başarısız oldu. Büyük bir tehlikeye neden olan Toron'un bu durumdan kurtulması imkansızdı.

Tüm bunları aklından sür'atle geçiren Prens Aber, kaçırdığı bir detay bulamayınca tekrardan rahatladı. Belki de Toron bile durumunun farkına varmış ve kabul etmişti.

Ekselansları Ader,

'Yani anlaşma kuralını ihlal ettiğini kabul ediyorsun, öyle mi?' dedi. Onun bile bunu beklemediği anlaşılıyordu.

'Ekselansları, emrim altındaki bir komutanımın benden habersiz bir iş yapması affedilecek bir durum değil. Ben cezamı çekmeye razıyım. Eğer komutanlarım kendi kafalarına göre  davranmaya başlamışlarsa, bu otoritemin zayıfladığını gösterir. Lütfen, gerekeni yapın', dedi Toron en itaatkar tavrıyla.

Prens Aber'in o an beyninde şimşekler çaktı. Sinirle kapıya bakıp her an gelebilecek olan Parlov'u ümitsizce bekledi. Fakat, beklerken bile bunun nafile olduğunu anlamıştı. Gözlerindeki öfke, mümkün olabilse Toron'un kalbini delebilirdi. Her şeye rağmen soğuk kanlılığını korumak zorunda olan Prens Aber farkında olmadan yumruklarını sıkarken kapıdan Yaver gözüktü. Elinde bir mektupla, Ekselanslarına doğru yaklaştı ve Ekselanslarının yardımcısına verdi.

Yardımcı mektubu açarak sesli bir şekilde okumaya başladı. Prens Aber'in hiddeti artarken Başkomutan Toron, kolay lokma olmadığını bir kez daha göstermiş oldu.

'...... Kendi başıma kalkıştığım bu olayda, Büyük Komutanım Toron'a bir hediye vermek isterken onu utandırdığım için, emrimdeki adamlarımla birlikte bu kıymetsiz hayatlarımızı sunuyor ve affınızı diliyoruz'. Mektubu bitiren yardımcı mektubu Ekselanslarına verdi.

'Büyük bir kayıp', dedi Ekselansları.

Hala dizini üzerinde olan Toron,

'Hatasını onurlu bir şekilde çekmiş. Fakat, bu benim suçumu hafifletmez.'

'O kadar büyütme Toron. Arada bir asiler mutlaka çıkacaktır. Bu herkese bir ders olsun. Sana da! Bundan sonra daha dikkatli olacağından eminim. Büyük bir komutanı kaybetmek senin için yeterince kötü bir ceza.'

Prens Aber,

'Evet, çok büyük bir kayıp. Gerçekten yazık oldu. Fakat, bizi neredeyse yeni bir savaşın eşiğine getirecekti. Gerçi, Başkomutan Toron savaşı özlemiş olmalı. Uzun zaman oldu, öğle değil mi?' diyerek Toron'u kışkırtmak için boşuna çabaladı. 

Büyük Kumandan Toron yerden kendinden emin bir şekilde kalktı. 

'Ekselansları, Komutan Korone ölmeden önce çok önemli bir bilgi gönderdi. Prens Ka'ma Dünya'dan tek başına ayrılmamış'. Bu son sözleri söylerken Prens Ader'e kısa bir anlığına baktı. 



Hiç yorum yok: