15 Mayıs 2011 Pazar

Vurgun

İlk bakışta aşktı bu. Görür görmezdi kalp çarpıntısı. Yanındayken doyamamak; ayrılığı, alev alev kavrulmaktı. Ne kanını akıtan dikeni acıtıyordu canını, ne çirkinliği batıyordu gözüne. En büyük efsanelerde anlatılanlar gibiydi sevdası; acısı gökleri deliyordu. Ondan koparılma düşüncesi bile yetiyordu diri diri gömülmesine. Yuvam dediği, kendini duyabildiği yegane yer; mutluluğun vücut bulmuş hali, ölmeyi istediği tek kabirdi. Onun bir parçası olmak gururdu onun için. Zevki, hele o ihtişamı; dayanılmaz, kelimelerle anlatılmaz, tadına doyum olmaz bir lezzetti.Toprağı başka, ağacı başka, denizi bambaşka bir güzelliğe dönüşürdü; bakışları onunla dolduğu anda.

Ey ismine binlerce nağme serilmiş, sevgililer sevgilisi yar...Senden ayrıldı ama peşinden kokun geldi,
hülyan geldi, sevdan geldi. Hasret dağladı; mühür oldu yüreğinde. Günler günleri kovalarken, unutturamadı sevdiğini zaman. İsmini işitmek yeterdi; kalbini derinlerden, kimselere görünmeden, ince yarıklar oluşturup çatlayarak, pınarlarını gözlerinden al yerine ak olarak akıtmasına. Anlık kavuşmalar neye yarardı ki, ucundayken ayrılık. Elinde avucunda tek avuntudur şimdi; ebedileştiğin tabloya bakakalmak yalnızca.
                                                                                                                                  İstanbul'uma!
                                                                                                                                  13/05/2011

3 yorum:

serpil dedi ki...

Bu şehr-i Stanbul ki bi-misl ü behadır
Bir sengine yek-pare Acem mülkü fedadır
NEDİM

Adsız dedi ki...

Mutluluğun vücut bulmuş hali, ölmeyi istediğin tek kabirdi..

çok sevdim bu ifadeyi...tebrikler, çok içten bir yazı olmuş...

gule dedi ki...

teşekkür ederim