24 Nisan 2011 Pazar

Sisin Ardı

Korkular dört bir yanını sardığında, en kolayıdır kaçmak. Halbuki bir adım atsan düzelecektir herşey. Sorunlarla başa çıkamamak, onları gözünde büyütmek, yükünü arttırmaktan başka bir şeye yaramaz oysa. Kaçtıkça kurtulacağını sanırken, içini çürütürsün yavaş yavaş. Kendine küser, kendine kızarsın anca. Baş edemedikçe, yüzleşemedikçe dertlerinle yok olursun an an, farkında olmadan. En büyük güç kendinken, bırakırsın onu ellerinden, o yardım etmek için çırpınırken. Böylesine gönüllü girmek arafa, ne büyük ironidir kurtulmak isterken. Zincirlerken cesaretsizlikle özgüvenini, anahtarlarını atarsın çok uzaklara. Öylesine boğulursun ki çaresizliğinle, dibe vurmayı beklersin yükselmek için ordaki son destekle. Kaçacak yer kalmadığında, girdiğinde sisin içine, uzaktan göremediğin için korktukların görünür olur gözlerine. Masallar diyarındaki zoraki kahramansındır artık, mecbursundur ilerlemeye. Arşınladıkça yolları tökezleye tökezleye, gözlerin daha iyi görür, kulakların daha iyi duyar olur git gide. O kambur bedenin dikleşir, o şaşkın suratın sertleşir, o yumuşak derin nasır tutar her düşüşünde. Geriye dönmeyi düşünmek geçmek artık aklından. Bakınca arkana geçtiğin her engel silikleşir, kaybolur korkuların gibi. Sis yeniden kapatır onları tüm yoğunluğuyla. Sahip olduğun tek güç gelir yeniden yanına. Araf dar gelir artık, sığamazsın, kalamazsın orada. Sis kaybederken gücünü, sen kararlı bir şekilde ilerlerken, sisin ardında kalmıştır o eski sen geçen bunca zamanda.

Hiç yorum yok: